Anasayfa
(Abstract in English)
İÇTAG-I576

Proje Başlığı:  TİPİK UYGULAMALAR VE İYİLEŞTİRİLMİŞ YAPILARIN İZLENMESİ PROJESİ

Proje Yürütücüsü: Prof. Dr. Haluk SUCUOĞLU  (anasayfa)


Gerekçe

     Onarım ve güçlendirme deprem mühendisliği uygulamaları arasında ayrı bir yere sahiptir çünkü bu binalar sıfırdan hesabı ve inşası gerçekleştirilen bir yapı sisteminin aksine, bir depreme, yani dengesini ve iç kuvvet dağılımını esaslı bir şekilde değiştiren bir dış etkiye uğramıştır. Mühendislik hesabı belirli kabullere ve usullere göre yapılır. Bunların gerçeği tam olarak temsil etmediği bilinmesine rağmen ortaya bir sonucun çıkmasını sağlamak şart olduğundan sağduyu ve tecrübenin ışığı altında güvenliği artıran belirli tedbirler getirilir.

     Binaların kuvvetli yer hareketi sırasında nasıl salınımlar yaptığının anlaşılması için üç yol bulunur. Bu yollar en çok uygulanandan en az uygulanana doğru şöyle sıralanabilir: Birincisinde sistemin analitik bir modelini kurup onu hesaba dayalı olarak belirli depremlere maruz bırakılır ve parametrelerin sistematik olarak değiştirildiği analitik deneyler sonucu genellemelere gidilir. İkinci yol, binanın veya onun alt bir kısmının modelini inşa ettikten sonra bunu kontrollu laboratuvar şartlarından sarma tablalarını kullanarak fiziki simülasyon sonucu üretilen sarsıntılardan geçirmek ve bu sırada alınan ölçümlerden teorinin model bazında gerçeği temsil edip etmediğini anlamaktır. Üçüncü yol ise işi doğaya bırakmaktır. Onarım öncesi veya sonrası mevcut binanın muhtelif noktalarına ölçüm aletleri yerleştirilir ve herhangi bir gerçek deprem vukubulduğunda binanın davranışı bu cihazlar vasıtasıyla izlenir ve kaydedilir. Binanın maruz kaldığı hareket bilindiği için o dış etki altında gösterdiği tepki hakikatın en gerçek yansımasıdır. Her üç yaklaşımın da avantaj ve kısıtlamaları vardır. Gerçek ölçümlerin en büyük dezavantajı beklenen depremin hiç meydana gelmemesi veya en azından uzun müddet beklemeyi gerektirmesidir. Buna karşılık yapılan yapısal müdahelenin ne ölçüde etkili olduğunun anlaşılması en iyi bu yoldan bilinebilir. Laboratuvar deneylerinde ölçek veya sınır şartları problemleri ile karşılaşılır ve genelde masraflı olur.

Kapsam

    Bu çalışmanın üç ana hedefi vardır. Bunlardan birincisi ve öncelikli olanı, ünite çatısı altında ilk 1.5-2 yıllık süre içerisinde geliştirilecek olan deprem güvenliği değerlendirme yöntemlerinin tipik bir yapı stoku üzerinde uygulanarak deprem güvenliği yetersiz olan yapıların tanımlanmasıdır.

    İkinci aşamada deprem güvenliği yetersiz olan bu yapıların kullanımlarında herhangi bir duraksamaya yol açmaksızın güçlendirilmeleri gerçekleştirilecektir. Bu aşamada, ünite çalışmaları altında yürütülmesi planlaman diğer bir proje olan "Mevcut Binalar İçin Güçlendirme Yöntemleri Geliştirilmesi Projesi" kapsamında geliştirilecek olan yöntemlerin uygulanması gerçekleştirilecetir.

    Proje kapsamında müdahale edilecek ve cihazlandırılacak binaların, projenin diğer aşamaları sırasında etüt edilen ve temsil edici özellikler taşıyan binalar olması sağlanacaktır. Bu maksatla Bolu Belediye Başkanlığı bünyesindeki binaların değerlendirmeye tabi tutulmaları planlanmaktadır. Bu binalardan deprem güvenliği yeterli bulunmayanlar, Bolu Belediyesi tarafından sağlanacak finansmanla güçlendirilecektir. Bu konuyla ilgili olarak Bolu Belediye Başkanı'nından yazılı mutabakat alınmıştır.

     Üçüncü aşamada ise uygulamaların izlenmesi hedeflenmektedir. Bu kapsamda yapılacak işler, geliştirilen müdahele teknolojilerinin hangi ölçüde planlanan iyileştirmeyi sağladığını arazi ölçümleri ile tesbit edilmesini amaçlamaktadır. Arazi ölçümleri yalnızca binaların muhtelif yerlerine konulan cihazların aldığı okumaların yorumlanması değildir. Bir yapı sisteminin maruz kaldığı deprem hareketi kaynağındaki özelliklerle birlikte şekillenir, kaynak-bina mahalli arasındaki taşınım yolunda tadil olur ve temelden itibaren binaya intikal eder. Ölçüm sisteminin bu unsurlardan serbest alandaki hareketi, binanın tabanındaki etkileşimden geçmiş hareketi ve taşıyıcı sistemin gösterdiği tepkiyi iyi bir şekilde yansıtması gerekir.

    Öne sürdüğümüz teklif, NATO SfP-977231 projesi kapsamında cihazla donatılacak iki binaya ek olarak, TÜBİTAK'tan sağlanacak destekle bir binanın daha cihazlandırılarak izlenmesini kapsamaktadır.

Personel

     Bina cihazlandırması ve izlenmesi alt projesi halen NATO Bilim İşleri Başkanlığınca SfP-977484 kodlu proje ile desteklenen mahalli kuvvetli yer ivmesi ölçüm şebekelerinin kurulması çalışması ile irtibatlandırılacaktır.

     Ayrıca, USGS, ABD içinde federal hükümete ait olan çok sayıda binanın cihazlandırmasını yürütmektedir. Bu kuruluşla sağlanacak işbirliği zaman kazandıracak bir adım olabilecektir. Afet İşleri Genel Müdürlüğü ise ileride teknisyen ve bakım işlerinde destek sağlanabileceği sanılmaktadır.

Takvim

     Yukarıda da ifade edildiği gibi projenin bu alt bileşeni ancak arazi uygulamaları bitirildikten sonra devreye girebilir. Eğer geliştirilen teknolojinin uygulanması aşamasına başlangıçtan 24 aylık bir süre sonra erişilirse, burada tarif edilen faaliyetin 24-36ncı aylar arasında gerçekleştirileceği anlaşılır. O zamana kadar SfP-977484 kodlu proje oldukça ilerlemiş olacağından cihaz tedariki ve yerleştirmesi umulan süre içinde bitirilebilecektir.