Onarım ve güçlendirme deprem
mühendisliği uygulamaları arasında ayrı bir yere sahiptir çünkü bu
binalar sıfırdan hesabı ve inşası gerçekleştirilen bir yapı sisteminin
aksine, bir depreme, yani dengesini ve iç kuvvet dağılımını esaslı bir
şekilde değiştiren bir dış etkiye uğramıştır. Mühendislik hesabı belirli
kabullere ve usullere göre yapılır. Bunların gerçeği tam olarak temsil
etmediği bilinmesine rağmen ortaya bir sonucun çıkmasını sağlamak şart
olduğundan sağduyu ve tecrübenin ışığı altında güvenliği artıran belirli
tedbirler getirilir.
Binaların
kuvvetli yer hareketi sırasında nasıl salınımlar yaptığının anlaşılması
için üç yol bulunur. Bu yollar en çok uygulanandan en az uygulanana
doğru şöyle sıralanabilir: Birincisinde sistemin analitik bir modelini
kurup onu hesaba dayalı olarak belirli depremlere maruz bırakılır ve
parametrelerin sistematik olarak değiştirildiği analitik deneyler sonucu
genellemelere gidilir. İkinci yol, binanın veya onun alt bir kısmının
modelini inşa ettikten sonra bunu kontrollu laboratuvar şartlarından
sarma tablalarını kullanarak fiziki simülasyon sonucu üretilen
sarsıntılardan geçirmek ve bu sırada alınan ölçümlerden teorinin model
bazında gerçeği temsil edip etmediğini anlamaktır. Üçüncü yol ise işi
doğaya bırakmaktır. Onarım öncesi veya sonrası mevcut binanın muhtelif
noktalarına ölçüm aletleri yerleştirilir ve herhangi bir gerçek deprem
vukubulduğunda binanın davranışı bu cihazlar vasıtasıyla izlenir ve
kaydedilir. Binanın maruz kaldığı hareket bilindiği için o dış etki
altında gösterdiği tepki hakikatın en gerçek yansımasıdır. Her üç
yaklaşımın da avantaj ve kısıtlamaları vardır. Gerçek ölçümlerin en
büyük dezavantajı beklenen depremin hiç meydana gelmemesi veya en
azından uzun müddet beklemeyi gerektirmesidir. Buna karşılık yapılan
yapısal müdahelenin ne ölçüde etkili olduğunun anlaşılması en iyi bu
yoldan bilinebilir. Laboratuvar deneylerinde ölçek veya sınır şartları
problemleri ile karşılaşılır ve genelde masraflı olur.
Kapsam
Bu çalışmanın üç ana hedefi vardır. Bunlardan
birincisi ve öncelikli olanı, ünite çatısı altında ilk 1.5-2 yıllık süre
içerisinde geliştirilecek olan deprem güvenliği değerlendirme
yöntemlerinin tipik bir yapı stoku üzerinde uygulanarak deprem güvenliği
yetersiz olan yapıların tanımlanmasıdır.
İkinci aşamada deprem
güvenliği yetersiz olan bu yapıların kullanımlarında herhangi bir
duraksamaya yol açmaksızın güçlendirilmeleri gerçekleştirilecektir. Bu
aşamada, ünite çalışmaları altında yürütülmesi planlaman diğer bir proje
olan "Mevcut Binalar İçin Güçlendirme Yöntemleri Geliştirilmesi Projesi"
kapsamında geliştirilecek olan yöntemlerin uygulanması
gerçekleştirilecetir.
Proje kapsamında müdahale edilecek ve
cihazlandırılacak binaların, projenin diğer aşamaları sırasında etüt
edilen ve temsil edici özellikler taşıyan binalar olması sağlanacaktır.
Bu maksatla Bolu Belediye Başkanlığı bünyesindeki binaların
değerlendirmeye tabi tutulmaları planlanmaktadır. Bu binalardan deprem
güvenliği yeterli bulunmayanlar, Bolu Belediyesi tarafından sağlanacak
finansmanla güçlendirilecektir. Bu konuyla ilgili olarak Bolu Belediye
Başkanı'nından yazılı mutabakat alınmıştır.
Üçüncü aşamada ise uygulamaların
izlenmesi hedeflenmektedir. Bu kapsamda yapılacak işler, geliştirilen
müdahele teknolojilerinin hangi ölçüde planlanan iyileştirmeyi
sağladığını arazi ölçümleri ile tesbit edilmesini amaçlamaktadır. Arazi
ölçümleri yalnızca binaların muhtelif yerlerine konulan cihazların
aldığı okumaların yorumlanması değildir. Bir yapı sisteminin maruz
kaldığı deprem hareketi kaynağındaki özelliklerle birlikte şekillenir,
kaynak-bina mahalli arasındaki taşınım yolunda tadil olur ve temelden
itibaren binaya intikal eder. Ölçüm sisteminin bu unsurlardan serbest
alandaki hareketi, binanın tabanındaki etkileşimden geçmiş hareketi ve
taşıyıcı sistemin gösterdiği tepkiyi iyi bir şekilde yansıtması
gerekir.
Öne sürdüğümüz teklif, NATO SfP-977231
projesi kapsamında cihazla donatılacak iki binaya ek olarak, TÜBİTAK'tan
sağlanacak destekle bir binanın daha cihazlandırılarak izlenmesini
kapsamaktadır.
Personel
Bina cihazlandırması ve izlenmesi alt
projesi halen NATO Bilim İşleri Başkanlığınca SfP-977484 kodlu proje ile
desteklenen mahalli kuvvetli yer ivmesi ölçüm şebekelerinin kurulması
çalışması ile irtibatlandırılacaktır.
Ayrıca, USGS, ABD içinde federal
hükümete ait olan çok sayıda binanın cihazlandırmasını yürütmektedir. Bu
kuruluşla sağlanacak işbirliği zaman kazandıracak bir adım
olabilecektir. Afet İşleri Genel Müdürlüğü ise ileride teknisyen ve
bakım işlerinde destek sağlanabileceği sanılmaktadır.
Takvim
Yukarıda da ifade edildiği gibi
projenin bu alt bileşeni ancak arazi uygulamaları bitirildikten sonra
devreye girebilir. Eğer geliştirilen teknolojinin uygulanması aşamasına
başlangıçtan 24 aylık bir süre sonra erişilirse, burada tarif edilen
faaliyetin 24-36ncı aylar arasında gerçekleştirileceği anlaşılır. O
zamana kadar SfP-977484 kodlu proje oldukça ilerlemiş olacağından cihaz
tedariki ve yerleştirmesi umulan süre içinde
bitirilebilecektir.